Ülkeyi sevk ve idare etmek ,topluma kamu hizmeti sağlayabilmek için devletin başına getirilmek üzere hükumet seçilir. Bu seçim demokratik bir şekilde halkın iradesiyle belirlenir.
Bu kutsal ve son derece önemli olan görev için bir takım kişiler veya partiler aday olur ve bunun için birtakım çalışmalar yürütür. Yapılması gereken ,bu adayların veya partilerin kendi farkındalığını ortaya koyarak vizyonunu belirlemesi ve toplumu saygı çerçevesinde ikna etmeye çalışmasıdır. Gelişmiş ülkelerde bu durum gayet sistematik ve demokratik yapılır.
Peki bizde durum nasıl?Gelin birde bizdeki seçimlere bir bakalım. Maalesef bizde ülke genelinde dört mevsim siyaset konuşulur. İktidara gelen partiler ülkenin bütün imkanlarını kullanarak menfaatleri doğrultusunda hareket ederler .Tüm medyayı ablukaya alarak sadece kendilerini anlatarak toplumu gerçeklerden bihaber yaparlar.
Ya muhalefet ! Hiç boş durur mu.İktidarı yerden yere vurarak karşılıklı atışıp durur.Her iki taraf toplumun refahı için ortak zeminde buluşup birbirlerine kulak verip insanlara hizmet etmek yerine sokak çocukları gibi kavga ve koas içinde debelenip dururlar. Toplumun faydası yok sayılıp kişisel çıkarlar için savaşılır .
Hal böyleyken millet bu korkunç girdabın içinde adeta hayattan soğur. Yedi yirmidört televizyonlarda bu siyasetçilerin öfke dolu söylemleriyle huzursuz olur.Hatta partizan lık oluşur ve millet zıt düşüncelerden dolayı kutuplasır. Ve nihayet insanlar arasındaki iletişim felç olur. Siyasetciler arasında ki bu anlamsız çekişmeler toplumu olumsuz etkiliyor. Bu sancılı ortamda yaşamamız gereken bir çok şeyi kaçırıyoruz. Bilinçaltımız bir sürü olumsuzluklara maruz kalıyor.
Oysa yaşam bizi bekler .Bütün bu çalkantılar yerine sanatın o eşsiz hazzından faydalansak.
Sinemanın,tiyatronun resim sergilerinin icinde büyülensek. Edebiyatın ,
doğanın muazzam doygunluğunu hissetsek. Şarkıların gizemli nagmelerinde huzur bulsak. Ruhumuzu dingin ve huzura bıraksak. Ne güzel olurdu değil mi?
YetkililerSiyatciler!
Bu millet sizin bu komik ve anlamsız cekişmeleriniz yüzünden ruhsuz silik ve karanlık bir yaşam sürüyor. Bu hayatta sizin seçim şovlarınızdan daha lezzetli tadlar da
var . Hayatımızı egolarınıza koltuk sevdalarınıza kurban etmeyin!
Adam gibi koyun adaylığınızı. Medeni insanlar gibi anlatın farkındalığını zı .Varsa vizyonunuz cesurca açıklayın. Gerisini milletin iradesine bırakın. Size sempati duymamız için lütfen medeni ve saygılı olun.Bırakın menfaatletinizi bir tarafa ve çağa uygun davranın. Zira 21 .yy dayız. Mahalle çocukları gibi kavga etmeyi bırakın lütfen!
Millet sizden refah ve huzur bekler. Şov değil.
GHA – Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Açık
