• Osmanlı’da rakı, yüz yıllardan beri içiliyormuş.
• 17’inci Yüz Yılda, Evliya Çelebi ‘Arakçı esnafı’ ndan bahs eder.
• II’inci Abdülhamit’in Başmabeyincisi, Sarızade Ragıp Paşa, Tekirdağ yolu üzerinde ‘Umurca Rakı Farika’ sını kurmuştur.
• Ayrıca o zamanlar piyasada ‘Deniz Kızı’, ‘Erdek’ ve ‘Bozcaada’da (Tenedos) Rakısı’ varmış.
• ‘Alem’, ‘Elif’ ve ‘Ağa’ rakıları, rakı tutkunlarının sevdiği rakılarmış.
• Ancak, Elif Rakısı anason içermediğinden, ‘Düz Rakı’ İstanbul’lu Rumlar’ın tabiri ile ‘Düzüko’ denirmiş.
• Aynı yıllarda, sakız aromalı rakılara da ‘Mastika’ denirmiş. İçilince, “Oooo mastika mastika” diye oyun temposu tutturulurmuş. Hani oynadığımız.
• Rakı, Ülkemizde Ulusal (Milli) içki olarak değerlendirilen, anasonla aromatize edilmiş, damıtık alkollü bir içkidir.
• Rakı, Ortadoğu kökenlidir ve ‘araki’ veya ‘ariki’ sözcüğünden geldiği söylenir.
• Osmanlıca’da, rakıya ‘arak’ deniyormuş.
•Rakı tutkunlarına ise ‘arak-nuş’ adı verilmiş.
• Osmanlı döneminde rakı üretimi ve satışı azınlıkların eliyle yürütülmüş, ancak Müslüman halka yasaklanmış.
• Müslümanlar, merdiven altı ve vergi dışı üretim yapıyor ve azınlıklardan çok içiyorlarmış.
• Resmî üretimi ise, Cumhuriyet ile başlatılmış.
• Yani merdiven altından çıkarılmış ve vergilendirilmiştir. Osmanlı rakıyı severmiş ve çok içermiş. Şu anda, ülkemizin en çok vergilendirilen, gelir kaynaklarından biri değil, tam kaynağıdır. Zamlarla içenler azalmıyor, Osmanlı’daki gibi merdiven altına iniyor, vergi dışı kalarak can güvenliğini ve vergi gelirlerini olumsuz yönde etkiliyor.
— “Rakı, kesinlikle kötülüğün anası olamaz.” Çünkü analar, kötü değildir.
— Hem “Cennet, anaların ayağı altındadır.” diyemez, hem de rakı İLE anneleri, özdeşleştiremeyiz.
— İslam dininde;
• Tefecilik,
• Faizcilik,
• İftira,
• Yalancılık,
• Hırsızlık,
• Devlet malını çalmak,
• Yetim hakkını yemek,
• Devlet işlerindeki tüm hileler,
• Hak edenin hakkını, hak etmeyene vermek,
• Zorbalık,
• Taciz,
• Sapkınlık,
• İçki içmek
Ve
• Tüm kötülükler (binlerce): HARAMDIR.
— İçkiyi çıkaralım ve kimse içmiyor sayalım. 999 tane haramı, içki içenler mi işliyor. Nasıl halledeceğiz.
— Biz nasıl Kİ kahvelerde çay içiyoruz, Gayri müslimlerin ülkelerinde bizim kahvehanelerimiz gibi, İçki içiliyor.
— Onlar 1 haramla muhabbet yaparken, biz 999 haramla uğraşmaktan yorulmuyoruz. Hutbeler, vaazlar, kitaplar, makaleler, konferanslar, tarikatlar, cemaatler, şeyhler ve televizyonların tümü İLE 999’u, 899’a indiremiyoruz.
— “Cennet; ahlak ile adaletin, cehennem ise; ahlaksızlık ve adaletsizliğin ortasındadır.” Da, ondan.
GHA – Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Açık