Akşener: “Topraklarımız göçmen deposuna döndü”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ”Topraklarımız göçmen deposuna döndü” dedi.
Akşener, Ankara’daki bir otelde düzenlenen “Göç Doktrini ve Stratejik Eylem Planı” lansmanında yaptığı konuşmada, Türkiye’de en az 8 milyon sığınmacı ve kaçak göçmen bulunduğunu söyledi.
2021 Eylül ayından beri Türkiye’ye kaçak giriş yapan Afgan kökenli göçmenlerin ise haklarında hiçbir veri bulunmadığı için bu hesaplamaya dahil olmadığını, yine de bu sayının Birleşmiş Milletler’in tanıdığı 193 ülkenin 91’inin nüfusundan daha fazla olduğunu, bu tablonun AK Parti iktidarında ortaya çıktığını savunan Akşener, “Mültecilere, göçmenlere, kaçaklara, sığınmacılara, müracaatçılara kızabiliriz, ama bu öfkenin odaklanacağı yer sayın Erdoğan ve AK Parti iktidarıdır.” dedi.
Akşener, bu öfkenin yabancılara odaklanması durumunda, iktidarın beceriksizliklerinin hatta ülkeye bilerek yaptıkları en büyük kötülüklerin perdeleneceğini ileri sürerek, ”Bu hesap ülkemizi bir hendek haline getiren sayın Erdoğan ve iktidarından sorulmalıdır. Nerede sorulmalıdır? Bu iktidarı götürmek üzere sandıkta, demokrasiyle sorulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“En büyük ihanet perdelemek olur”
Tanıtılacak plan için “İş başına geldiğimizde, Allah nasip ettiğinde, milletimiz teveccüh gösterdiğinde yapacağımız, kararlılığımızı ortaya koyduğumuz bir yol haritası” değerlendirmesinde bulunan Akşener, “Ama tekrar söylüyorum, Türkiye bir hendek olmuştur, Türkiye’yi bu hendek haline, göç-göçmen havuzu haline ve Avrupalıların neredeyse çöplüğü haline getiren bu anlayışı perdelersek, bu ülkeye yapılan en büyük ihanet olur.” açıklamasını yaptı.
“Topraklarımız göçmen deposuna döndü”
”AK Parti sayesinde maalesef topraklarımız bir göçmen deposuna dönüşmüştür. Bunu unutmayacağız. AK Parti ve sayın Erdoğan sayesinde” diyen Akşener, şimdiye kadar yapıcı siyaset anlayışları gereği yapılması gerekenler konusunda iktidarı uyarmaktan geri durmadıklarını, Türkiye’nin yönetimini devralmaya hazır bir siyasi partinin sorumluluğuyla hareket ettiklerini vurguladı.
Akşener, şöyle devam etti:
“Nitekim bizzat ben, sayın Erdoğan’a bir çağrıda bulundum. ‘Sayın Erdoğan, sinirini yenemiyorsan, rasyonel olamıyorsan ben Suriye’ye gidip Esad ile görüşmeye, bu problemi çözmeye hazırım’ dedim. Milletvekillerimiz bu konuda, pek çok arkadaşımız bu konuda Meclis’te ülkemizde kaç sığınmacı olduğunu, kaç kişiye vatandaşlık verildiğini, seçmen listelerinde adı bulunan kaç Suriyeli sığınmacı olduğunu, yabancılara konut satışı yoluyla vatandaşlık verilmesinin detaylarına yönelik olarak defalarca araştırma ve soru önergeleri verdiler.”
Geçen aylarda Meclis kürsüsünden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop’a bir çağrıda bulunduğunu anımsatan Akşener, ”Gelin özel bir oturumda, milletimizin gözleri önünde meseleye bakışımızı ve çözüm önerilerimizi ortaya koyalım, milletimizi ve memleketimizi bu cendereden birlikte çıkaralım’ dedim.” diye konuştu.
Akşener, bunlara rağmen iktidarın kendilerini duymazdan, sorunu ise görmezden geldiğini iddia ederek, ”Birbiriyle çelişen, tutarsız ve lakayt açıklamalarla insanlarımızı tedirgin etti. Ensar, muhacir kavramları üzerinden konuyu esas bağlamından çıkartıp, kendi ideolojik arayışları içerisinde tarifte bulunarak siyasi tabanlarını konsolide etmeye çalıştı. Ama artık takke düştü, kel göründü.” dedi.
“Her şeyi bilen bir zat-ı muhterem ile karşı karşıyayız”
İçişleri Bakanlığında görev yaptığı dönemde göçle ilgili brifing sırasında kendisine “Yurt dışından size gelecekler ve bir esneklik talep edecekler” dendiğini hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:
“Ne olur olsun, Avrupa Birliği’ne girmek için müthiş çabalar harcanıyor o zaman. Onun için bile ‘esnek davranmayın’ denildi. Muhtemelen benim öncem, benim sonram bütün İçişleri Bakanlarına bu brifing verilmiştir. Ancak anlaşılıyor ki AK Parti iktidarı, sayın Erdoğan’ın iş başına geçişiyle birlikte bu brifingler, bu bilgiler ortadan kalkmış. Çünkü her şeyi bilen bir zat-ı muhterem ile karşı karşıyayız. Futboldan dış politikaya, dış politikadan tıbbiyeye, her konuda uzman bir insan iş başında olduğu için, Türkiye bugün hendek bir ülke. Ayrıca gözden kaçırılan, Avrupa’nın çöplerinin getirildiği de bir ülke.”
Akşener, AK Parti’den önce istisnasız her iktidarın, özenle ve inatla uyguladığı bir devlet politikası olan, göç yolları üzerindeki Türkiye’nin kaçak göçmenler için bir hendek olmasını engelleme olarak isimlendirecekleri ve ülke için hayati derecede önemli olan bu politikanın, AK Parti’nin vizyon ve planlama yeteneğinden yoksun yönetim anlayışı sayesinde terk edildiğini, bugün gelinen noktada artık sığınmacılar için kaynak ülkenin Suriye, hendek ülkenin Türkiye, hedef ülkelerin Avrupa olduğunu dile getirdi.
İYİ Parti olarak, AK Parti’nin göç politikalarının ortaya çıkardığı ekonomik, toplumsal, insani, güvenlik ve dış politika sorunlarının çözümü için, Cumhuriyetin 100. yılına yakışır, huzurlu ve güvenli Türkiye için bu alandaki çalışmalarının ilk adımını 2019 yılının Aralık ayında düzenledikleri ”Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüş çalıştayı”nda attıklarını anlatan Akşener, şöyle devam etti:
”Çalıştayımız kapsamında, çok boyutlu sorunu çözümlemeye yönelik bir sonuç bildirgesini milletimizle paylaşmıştık. Bildirge kapsamında 3 aşamalı bir plan çerçevesinde tedbirler önermiştik. O zamandan beri de vatandaşlarımızdan gelen şikayetlere kulak vererek, iktidara geldiğimizde farklı sığınmacı tiplerine yönelik uygulayacağımız politikaları geliştirmeye ve çözümlerimizi güncellemeye devam ettik. Nitekim bugün de bu çalışmalarımızın sonucu olan göç doktrinimiz ve stratejik eylem planımızı milletimizle paylaşacağız. Milletimize ve memleketimize hayırlı olsun. Bu vesileyle Milli Güvenlik Politikaları Başkanımız Tolga Aklın bey ve ekibi başta olmak üzere çalışmada emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
Akşener, iktidara geldiklerinde Suriyeli sığınmacılar konusunda çalışmalar yürüteceklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
”İYİ Parti iktidarında Suriyeli ve diğer ülke uyruklu sığınmacılar ve diğer ülke uyruklu kaçak göçmenler sorununun çözümde uygulayacağımız stratejinin temelinde, insani değerlere ve uluslararası hukuka uygun olarak, uluslararası kuruluşlar, bölge ülkeleri, kaynak ve hedef ülkelerle iş birliğe ve yardımlaşma içinde etkin tedbirle tehdidin büyümesini önlemek, işlemleri hızlandırmak ve geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacıların her hal ve şartta ve mümkün olan en makul sürede, biz bunu 3 yıl olarak ön görüyoruz, ülkelerine dönmelerini sağlamak hedefimiz yer alıyor. Yani 1 Eylül 2026’da iktidarımızın 3 yılının sonunda tüm Suriyeli sığınmacıları memleketlerine kavuşturmuş olacağız.”
Hibya Haber Ajansı