featured
  1. Haberler
  2. Güncel
  3. Mersin’de Taş Ocağına Karşı Direniş: Doğayı Koruma Mücadelesi

Mersin’de Taş Ocağına Karşı Direniş: Doğayı Koruma Mücadelesi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mersin, Türkiye’nin en güzel ve ekolojik açıdan en zengin bölgelerinden biri olmasının yanı sıra, son zamanlarda çevresel tehditlerle karşı karşıya.

Bu tehditlerin başında ise, bölgede açılacak yeni taş ocakları geliyor. Hem doğa severler hem de yerel halk, taşocağı projelerinin ekosistemi yok edeceğini, su kaynaklarını tüketeceğini ve tarım arazilerini tehdit edeceğini belirterek büyük bir direnç gösteriyor. Mersin’in doğal dokusunu korumak için büyük bir mücadele başlatıldı.

Dünya Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Genel Başkanı Mehmet Açık, taşocağı projelerinin doğaya ve yerel halkın yaşamına verdiği zararlara dikkat çekerek, “Doğanın yok edilmesine dur demek için hep birlikte hareket etmeliyiz!” dedi. Açık, doğa için savaşmanın sadece bir çevreci mücadelesi olmadığını, aynı zamanda toplumların geleceği için de kritik bir görev olduğunu ifade etti.

Taşocağı Faaliyetlerinin Çevresel Zararları: Su, Toprak ve Ormanlar Tehdit Altında

Toplantılara katılan çevre aktivistleri, taşocağı faaliyetlerinin Mersin’in doğal zenginliklerine verdiği zararları detaylı bir şekilde paylaştılar. Her yıl açılan yeni taş ocakları, milyonlarca ton taşın parçalara ayrılmasına ve taşınmasına neden oluyor. Bu faaliyetler, toprak kaymalarına, ekosistemin bozulmasına, hava kirliliğine ve yer altı su kaynaklarının kaybolmasına yol açıyor.

Su Kaynaklarının Tükenmesi: Mersin’in Geleceği Tehdit Altında

Mersin, su kaynakları açısından zengin bir il olmasına rağmen, taşocağı faaliyetlerinin artmasıyla birlikte su kaynaklarının hızla tükenmesi riskiyle karşı karşıya. Taşocağı projelerinin açılmasıyla birlikte, yer altı sularının kirlenmesi ve tahrip olması, bu bölgenin ekosistemini tehdit ediyor. Su kaynaklarının azalması, tarım ve içme suyu ihtiyacı gibi temel ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırıyor. Yerel halk, taşocağı projelerinin suya olan bu olumsuz etkisini daha fazla göz ardı edemeyeceklerini ve bu projelere karşı güçlü bir duruş sergilemeleri gerektiğini ifade ettiler.

Ormanların Tahribatı ve Tarım Alanları Üzerindeki Etkileri

Mersin’in ormanları, bölgenin ekolojik dengesinin korunmasında büyük rol oynamaktadır. Ancak, taşocağı projeleri bu ormanları yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda toprak erozyonuna da neden oluyor. Taşocağı faaliyetleri sırasında toprağın altı üstüne getiriliyor, bu da ekosistemdeki canlıların habitatlarını kaybetmesine yol açıyor. Ayrıca, taşocağı projeleri, tarım alanlarını tehdit ediyor. Mersin’in verimli toprakları, taşocağı faaliyetleri nedeniyle bozuluyor, bu da yerel halkın geçim kaynaklarını doğrudan etkiliyor.

Köylüler, taşocağı projelerinin tarımı olumsuz etkilediğini belirterek, “Tarım bizim için bir yaşam kaynağıdır. Eğer bu alanlar yok olursa, Mersin halkı ve diğer bölgeler için büyük bir kayıp olacak” dediler. Tarımda kullanılan suyun azalması ve toprakların bozulması, çiftçilerin geçimini zorlaştıracak ve Mersin ekonomisini ciddi şekilde etkileyecektir.

Mersin Milletvekillerine Çağrı: Halkın Yanında Durun!

Toplantıda, Mersin milletvekillerine de büyük bir çağrı yapıldı. Katılımcılar, taşocağı projelerinin durdurulması için siyasetçilerin etkin bir şekilde sorumluluk alması gerektiğini belirttiler. “Sarı çizmeli Mehmet Ağa’nın kazanacağı gelirler bizleri bağlamaz. Bizim için önemli olan doğadır, su kaynaklarımız, ormanlarımız ve geleceğimizdir,” diyerek, milletvekillerinin bu konuda somut adımlar atmalarını talep ettiler.

Mersin milletvekilleri #AliKıratlı ve #HasanUfukÇakır başta olmak üzere, tüm siyasilerden doğa dostu ve halkçı bir tavır sergilemeleri bekleniyor. Katılımcılar, “Sizler milletin vekilisisiniz, doğanın ve halkın geleceğini korumak sizin görevinizdir. Bu konuda bizimle birlikte hareket edin,” diyerek, siyasilerin çevreye yönelik bu büyük tehditle mücadelede aktif bir rol oynamalarını istediler.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kritik Kararı: 18 Nisan’a Kadar Umut Var

18 Nisan 2025’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, taşocağı projelerine ilişkin kararını verecek. Bu karar, Mersin’in doğası ve bölge halkının geleceği açısından kritik öneme sahip. Bakanlığın, bu projelerin çevreye vereceği zararı göz önünde bulundurarak, taşocağı faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik bir karar alması bekleniyor. Çevre savunucuları ve yerel halk, 18 Nisan’a kadar taşocağı projelerinin durdurulması için yoğun bir şekilde seslerini duyurmaya devam edecek.

Mehmet Açık, “Bu karar, sadece Mersin’in değil, tüm Türkiye’nin geleceği için büyük bir öneme sahip. Eğer bu süreçte doğru adımlar atılmazsa, doğamızın geri dönüşü olmayan şekilde yok olmasına tanıklık edebiliriz,” diyerek, bu konuda toplumun her kesiminden destek beklediklerini ifade etti.

Toplumun Gücü ve Dayanışma

Toplantıda, yerel halk ve çevre aktivistleri bir araya gelerek, doğayı savunma ve taşocağı açılmasına karşı durma adına güçlü bir dayanışma sergilediler. Köy muhtarları ve çevre dernekleri, taşocağı açılmasının engellenmesi için ortak bir tavır sergileyerek, bölge halkının yaşadığı yerlerin korunması adına birlikte hareket etme kararı aldılar. Yerel halk, muhtarlar ve çevre dostları, taşocağı faaliyetlerine karşı birleşerek, bu çevre felaketinin önüne geçmeyi hedefliyor.

Bölge halkı, taşocağı açılmasının sadece çevreyi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal yapıyı da tehdit ettiğini vurguluyor. “Bu sadece çevre meselesi değil, aynı zamanda toplumun geleceğini koruma mücadelesidir,” dediler. Bölgenin doğal güzelliklerinin yok olmasının, turizm, tarım ve genel halk sağlığı üzerinde kalıcı etkiler yaratacağını belirten katılımcılar, bu durumu engellemek için el birliğiyle hareket etmeleri gerektiğini ifade ettiler.

Gelecek İçin Umut: 20 Gün Kaldı

Mersin halkı, taşocağı faaliyetlerinin durdurulması için 20 gün içinde son bir hamle yapacak. 18 Nisan’a kadar yapılacak her türlü protesto, toplantı ve bilinçlendirme faaliyetinin bu karar üzerinde etkili olması bekleniyor. Yerel halk, siyasiler ve çevre dostları, bu kritik dönemde taşocağı faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik büyük bir toplumsal dayanışma içinde olmaya devam ediyor.

Mersin halkı, bu projelerin durdurulması için seslerini yükseltmeye kararlı. Bölgeyi koruma mücadelesi, sadece yerel halkın değil, tüm Türkiye’nin doğasının korunması adına bir sınav niteliği taşıyor. Doğayı savunma mücadelesinin kazanılması, bir halkın ve doğanın kazanması anlamına gelecek.

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Mersin’de Taş Ocağına Karşı Direniş: Doğayı Koruma Mücadelesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin