İstanbul’un Eyüpsultan ilçesi Alibeyköy semtinde bulunan özel bir okulun müdürü İbrahim Oktugan, 5 ay önce okuldan atılan 2006 doğumlu Y.K. tarafından odasında silahla vurulmuş kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Oktugan için bugün cenaze töreni düzenlendi. Oktugan’ın cenazesi, son yolculuğuna uğurlanmadan önce Düğmeciler Mahallesi’ndeki evinin önüne getirildi. Cenaze helallik alındıktan sonra cenaze namazı için Eyüpsultan Camii’ne götürüldü.
Cenaze törenine Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Nazif Yılmaz, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İbrahim Oktugan’ın kendisi gibi öğretmen olan eşi Fatma Oktugan, oğlu Görkem Oktugan, öğretmen arkadaşları, öğrencileri ve yakınları katıldı. Cenaze töreninde, Oktugan’ın eşi Fatma Oktugan ve öğrencileri gözyaşlarına boğuldu. Kılınan namazın ardından helallik alındı. Ardından, İbrahim Oktugan, Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedildi.
TUTUKLANDI
İbrahim Oktugan’ı tabancayla ateş ederek öldüren yabancı öğrenci Y.K. emniyetteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheli Y.K, “Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak adam öldürme” suçundan tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Y.K. tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ifadesi alınan Y.K’nin ‘öldürme amacı olmadığı’ ve ‘pişman olduğunu’ söylediği öğrenildi. Y.K. savcılığa verdiği ifadede, Oktugan’ın, aldığı disiplin cezası nedeniyle okula birlikte geldiği annesine Arapça konuştukları için hakaret ettiğini öne sürdü.
SAVCILIK İFADESİ: 10 BİN TL’YE TABANCA ALDIM
Y.K’nin ifadesinin devamında şunları anlattığı belirtildi:
“Bu olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Anneme yapmış olduğu bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim. Olaydan bir gün önce aynı okulda okuyan aynı zamanda Abdulsamet A’nin kuzeni olan G.A‘yı gördüm. O okulda okuyan birini görünce yaşadığım bu olay aklıma geldi, tekrar sinir oldum. Hala okulda olduğu öğrenince, ‘Gelip dövsem iyi olmaz mı’ dedim. O da ‘Çok iyi olur kanka karnına vurursun. Hatta bacağına vurursan ölmez karnına sık’ dedi. Ben de Gaziosmanpaşa’da Mehmet K. isimli şahıstan 10 bin TL karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Kimseyi bir şey söylemeden hızlı bir şekilde odasına geçtim. Masada oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu dirseğini kırıp kendi yüzüne doğru havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. İki tane mermi vardı ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Daha sonra hızlı bir şekilde odadan çıkıp kapıya yöneldim. O esnada peşinden kimsenin gelmemesi için silahı yere doğrultarak peşimden gelmeyin dedim. Silahın içi boştu kim olduğunu bilmediğim bir çocuk kapıyı açtı. Amacım öldürmek değildi, amacım dövmekti. Bana karşılık verince kendimi korumak için silahı kullandım. Kullandığım tabancayı ve telefonu Alibeyköy Barajı’na attım. Sosyal medyada paylaşmış olduğum başkasının sesi olan kafasına sıktığım sözleri olan görüntümü olaydan iki gün önce paylaşmıştım. Olaydan sonra kimseyi arayıp yardım istemedim. Öldürme kastım yoktur. Pişmanım.”
AVUKAT, TEDAVİSİNİN DEVAMI İÇİN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEDİ
İfade sürecinde söz alan avukatın ise Y.K’nin şubat ayında geçirdiği trafik kazası nedeniyle kafatasında çatlaklar olduğunu, travmaya dayalı kırmızı reçete ilaç kullanmakta olduğunu belirterek, “Tedavi görmesi dolayısıyla daha fazla mağdur olmasını istemiyoruz. Raporlarını dosyasına sunacağız. Kendisi öğrencidir. Kaçma ve delil karartma ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle serbest bırakılmasını, tutuksuz yapılacak soruşturma sonunda suç kastı olmadığından takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum” dediği kaydedildi.
MESLEKTAŞI DEVECİ: PROBLEMLİ BİR ÖĞRENCİYDİ
İbrahim Oktugan’ın hayatını kaybettiği silahlı saldırı anını, meslektaşı Kadriye Deveci anlattı. Deveci, “Cümleler yetersiz kalıyor. Benim şahit olduğum sadece hocamın, patlama sesi sonrasında odadan çıktığımda, hocamla yüz yüze gelip bir birimize baktık. Onun her tarafı kan içerisindeydi zaten. Ne olduğunu anlayamadım. Sadece patlama sesi duydum, iki el. Ama 3 el atış sesi duyan olmuş. O anda, o panikle heyecanla ne olduğunu anlayamadım. Hocamla sadece göz göze geldiğimde zaten üzerime doğru yığılmıştı. Ama ne mümkün. Öğrenci bir ay bizde kalmıştı. Gönderilmesi konusunda ailesiyle görüşülmüştü. Ailesi de biraz problem çıkarmıştı ve gönderildi öğrenci. Ondan sonrasında hiç bir şekilde görmedim öğrenciyi. Problemli bir öğrenciydi. Öğretmenlerine karşı saygısızdı. Çevresine arkadaşlarına karşı olumsuz davranışlar sergileyen bir öğrenciydi” diye konuştu.
‘ABLASI BİZDE 4 YIL BOYUNCA OKUDU’
Gazetecilerin, Y.K’nin geldiği okuldan aynı gerekçeyle mi gönderildiğini sorması üzerine Deveci, “Sanırım evet. Ama bu bize yansıtılmadı. Kimseyi töhmet altında bırakmak için bunu söylemiyorum. Bazı özel kurumlarda başından savmak için belki bunlar örtbas ediliyor söylenmiyor. Birde bu öğrencinin ablası bizde 4 yıl boyunca okudu. Öğrenim gördü ve biz böyle bir problem yaşamadık. Hırçın davranışlar görmedik, tanık olmadık. Ona binaen öğrenciyi almış bulunduk. Bir ay içinde gösterdiği tavır ve davranışlar çok problemliydi. Zaten hocamda Allah rahmet eylesin, demişti; bu öğrenciyi biz taşıyamayacağız, bu bize uygun değil, bizim öğrencilerimize çok kötü öğrenci. Öğretmenlerine saygısız, öğretmenlerine ismiyle hitap edip, küfürlü konuşan. En son zaten öğretmenlerimizden birine küfürlü konuşması oldu. Ailesi bunu kabul etmemek için çok direndi. Ama dedik yani, biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız. Gönderilmesi yönünde karar verilmişti” ifadelerini kullandı.
‘GÜVENLİK GÖREVLİSİNİN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM’
DHA’nın haberine göre okulda güvenlik görevlisinin olup olmadığının sorulması üzerine ise Deveci, “Evet o anda olmuş yani. Ne desem boş. Güvenlik görevlisi var. Nerede olduğunu bilmiyorum. Olay sirayet etmeden bir dakika önce arkadaşımla birlikte odama geçiyorum. Odalarımız yan yana, kapımı kapatıp sandalyeme oturur oturmaz patlama sesini duydum. İbrahim hoca bizim arkamızdan geliyordu. Ben iki el ses duydum. Çok kuvvetliydi. Çünkü yanımdaki oda olduğu için ne olduğunu anlayamadım, bomba patladı zannettim. Odadan kendimi atana kadar İbrahim hocayla yüz yüze geldik” diye konuştu.
‘ANNESİYLE ARAPÇA KONUŞUNCA İBRAHİM HOCA TÜRKÇE KONUŞUN ANLAMIYORUM DEMİŞ’
Deveci, “İbrahim hoca ile velisi arasında bir konuşma gerçekleşiyor. Öğrenci annesi ile Arapça konuşmaya başlıyor. Öğretmenimiz sadece, Türkiye Cumhuriyeti’ndeyiz. Türkçe konuşmak zorundasın. Senin konuştuğun dili ben anlamıyorum. Annene ne diyorsun dedi? Bu orada çok sinirlendi. odadan çıkardılar. Bir sürü feveranlık yaptı. Kendince farklı sebepler göstermeye çalıştı. Ama hiç bir şey yok. Hocamın üslubu o kadar iyidir ki. Ben 8 yıldır onunla çalışıyorum, bir kötü kelimesini duymuş değilim” dedi.