Muğla’nın Menteşe ilçesinde, bir iş yerinde çalışan E.T.’ye yönelik “cinsel taciz” suçlamasıyla yargılanan iş yeri sahibi S.G., mahkeme tarafından “iyi hal indirimi” uygulanarak 45 bin lira adli para cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Olayın Geçmişi
Olay, 9 Ağustos’ta E.T.’nin iş yerinde çalışmaya başlamasıyla meydana geldi. İddiaya göre, E.T., daha ilk iş gününde iş yeri sahibi S.G.’nin cinsel tacizine maruz kaldı. Genç kadının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, S.G. hakkında Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Davanın dördüncü duruşmasında mağdur E.T., annesi, davacı ve davalı vekilleri hazır bulunurken, sanık S.G. duruşmaya katılmadı.
E.T.’nin Avukatından Destekleyici Kanıt Vurgusu
E.T.’nin avukatı Alev Öztürk, mahkemede yaptığı savunmada, müvekkilinin iddialarını destekleyen kamera kayıtları bulunduğunu ve olay günü müvekkilinin yaşadıklarını arkadaşına mesaj yoluyla aktardığını belirtti. Öztürk, “Müvekkilimin işyerine başladığı ilk gün sanığa iftira atması mümkün değildir. Kamera kayıtları ve mesaj içerikleri iddiaları destekler niteliktedir. Sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Sanık Avukatından Beraat Talebi
Sanık S.G.’nin avukatı Özkan Kılıç ise, “Olay günü arkadaşına attığı mesajlar tartışmalı ve yasal veri niteliğinde değildir. Şüpheden uzak somut ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle müvekkilimin beraatını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Mahkeme Kararı ve Tepkiler
Mahkeme, sanık S.G.’yi “cinsel taciz” suçundan “iyi hal indirimi” ile 45 bin lira adli para cezasına çarptırdı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
E.T.’nin avukatı Alev Öztürk, mahkeme kararını istinafa taşıyacaklarını açıkladı. Öztürk, “Sanığın cezalandırılması olumlu ancak para cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kabul edilemez. Bu nedenle kararı Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıyacağız” dedi.
Toplumdan Tepki
Mahkemenin kararı, sosyal medya ve kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Özellikle “iyi hal indirimi” ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kadına yönelik şiddet ve taciz vakalarında caydırıcılığı zayıflattığı gerekçesiyle eleştirildi.
Bu olay, cinsel suçlarla mücadelede adalet sisteminin daha güçlü adımlar atması gerektiği yönündeki tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.
(GHA)