Hani daha önceleri anlatmıştım ya sizlere;
Bu memleketin Kurtuluş Savaşının tohumlarının atılıp, 9 ay sonra bir bebeğin dünyaya gelişi gibi 14-17 yaş arasından başka savaşacak neferi kalmamış,18 yaş üstündekilerin, kimi Sarıkamış’ın karlı dağlarında donmuş, kimi Filistin’de, Arap çöllerinde, Yemen de, Trablusgarp çöllerinde, Mısır’da kezzap katılmış su dolu kuyulara silah zoru ile atlamaya zorlanan ve çıkınca kör olup Hindistan’daki demiryolu yapımında zorla çalıştırılıp orada helak olan yiğitlerimiz, İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı, Yunan’ı ve sevgili din kardeşlerimiz Arapların sayesinde tarihten silinmeye çalışılan ve Sevr’e mecbur bırakılan ülkemiz insanları!
Unutmayın, bu ülke bu çocuklarla (mehmetçikler ile) kuruldu. Bu yiğitler Akşehir’in köylerine dağıtıldı ve ana rahminde bebeğin kaldığı zamanda Türk, Sovyet, Azerbaycanlı subaylar tarafından eğitildi. O çocuklar yürüyerek, kağnılarla top mermilerini, cephaneyi taşıyarak Afyon üzerinden, o büyük komutanın ağzından çıkan (Ordular ilk hedefiniz Akdeniz, ileri…) sözleriyle yayından fırlamış bir ok gibi fırladılar ve İzmir’e kadar yemeden, içmeden ülkelerini emperyalistlerden kurtardılar.”
Atalarımız neliklerle bu ülkeyi bize emanet etti. Şimdi sıra bizde! ”Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım!” bu cümleleri unutmayın ve ülkenize sahip çıkın. Çünkü bu ülkede yaşayanların başka bir ülkesi olmayacak! Eğer aklımızı kullanmazsak; bir dua ile sözlerime son veriyorum. ”Allah ülkemizde yaşayanlara akıl, fikir versin ki bir daha o kötü günlere şahit olmayalım”. Sağlıkla ama ülkenizle kalın.