Marcus Aurelius’un dediği gibi ölümden değil, yaşamaya başlamamaktan korkmalıyız.
Öldüğümüzde yaşam çizgisi düz çıkar,
Yaşarken ise inişli,çıkışlıdır(Tıpkı EKG deki gibi).
Bunun gerçek yaşamla doğrudan ilgisini gözden kaçırmayın.
Yaşam birbirini izleyen bir çok iniş,çıkışların toplamıdır.
Ve bu inişli,çıkışlı yaşam çizgisi hayatta olduğumuzu gösterir.
Zorlu virajlar,geri dönüşler,aşklar,kayıplar,mutluluk ve üzüntüler,başarı ve fiyaskolar.
Yaşam bize yükselişleri,en zirveyi de gösterir,ama aynı zamanda çöküşleri,düşüşleri,dibe vurmaları da yaşatır.
Yaşam,delicesine giden bir lunapark treni gibidir.
Yavaşça başlar,merak uyandırır,beklentiler getirir.Sizi en tepeye çıkartır ve birden aşağı yuvarlar.
Karnımız ağrıyıncaya kadar güldürdüğü de olur,içimize kan akıttığı da.
Bir an evvel bitmesini istediğimiz anları da vardır.
Ama biliyorsunuz ki o trenden inemezsiniz.
Murphy’nin dediği gibi;kazanamayacağınızı bilirsiniz ama kuralları değiştiremezsiniz,masayı terk bile edemezsiniz.
Leonard Cohen’in dediğinde de;herkes bilir zarların hileli olduğunu,içinde bulunduğumuz geminin su aldığını,hatta kaptanın yalan söylediğini!
Ama dedim ya;masayı da terk edemezsiniz,trenden de inemezsiniz,gemiden de çıkamazsınız.
Bazen elde edilen başarının çizgisel yükselişe devam edeceğini sanırsınız ama bunun kanıtlandığı tek bir örnek bile yoktur.
Beğendiğiniz,hayranlık duyduğunuz,gıptayla baktığınız kişiler de iniş,çıkışlar yaşamıştır.Ve yüksektekinin düşüş öncesi zirvede olduğunu bilemeyiz.
İçinde yaşadığımız bedenlerimiz kendini sürekli yeniler.Neredeyse her 7 ila 15 yılda.
En çok yorulan organlarımız en hızlı yıpranır ve yenilenmeyi yaparlar.Damarlarımızda dolaşan kan 4-6 ayda bir yenilenir,derimiz 2 ila 4 haftada bir tamamıyla yenilenir,karaciğerimiz bir kaç yılda bir tazelenir.Evren bile sürekli yenilenmiyor mu?
Bizler de sürekli yenileniyor,değişiyoruz.
Ama istiyoruz ki hep aynı kalalım.Sağlığımız,sevdiklerimiz elden gitmesin.Elde ettiğimiz hiç bir şeyi kaybetmeyelim.İstiyoruz ki her şey aynı kalsın.
Ama düşünmüyoruz ki,eninde,sonunda EKG de kalbimizin durduğunda düz bir çizgi çizileceğini ve öleceğimizi.
Onun için gerçek yaşam, EKG dalgaları gibi iniş,çıkış demektir.Sadece ölüm düz çizgidir.
Yaşam yolculuğunda zevk de var,acı da var.Güneş de parlar,yağmur da yağar.Kazanma da var,kayıplar da.Ama şunu unutmayın ki;ayağa kalkıp yürümeyi tekrar öğrenmeliyiz.
Sakın yaşadığınız an’ı yargılamayın,öylece durup,sabit kalmayı düşünmeyin bile.Çünkü o duygu sizi yerinizde tutar,geriye götürür.
Ve unutmayın;bu sabah sağlıklı uyandıysanız,önümüzdeki bir hafta içinde ölecek bir milyon insandan daha şaslısınız.
Eğer dolabınızda yiyecek varsa,ayağınızda ayakkabınız,sırtınızda giysiler,yatacağınız bir döşek ve üzerinizde sizi örten,koruyan bir çatı varsa dünyanın %75’inden daha zenginsiniz demektir.
Eğer bir banka hesabınız varsa ve cüzdanınızda biraz parada varsa o zaman dünyanın en zengin %8’i içindesiniz demektir.
Yükseliş ve düşüşleri önleyemezsiniz.Ama bakış açınızı değiştirebilirsiniz.
Wyne Dyer’ın dediği gibi”Eğer olaylara ve hayata bakışımızı değiştirebilirsek,gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı da değiştirebiliriz”’
İyi okumalar sağlık ve mutlulukla kalın…
Nihal Taş
GHA – İstihbarat Servisi
