ÖYLE BÜYÜK KONUŞMAYIN!
Bir zamanlar, işini iyi yapan küfürbaz bir müdür tanımıştım. Bol küfürlü ve dayı dayı konuşurdu. Kimseye eyvallahı yoktu sanki!
Gençliğinde, sağın en ucunda mücadele vermişti. Kendini, ‘teşkilatçı’ olarak tanımlıyordu.
“1968-69’da İstanbul’a gelen Amerikan 6. Filosu, biz sağcı gençlere dağıttığı silahın aynısını solculara da dağıttı. Bu bir tuzaktı. Bizi birbirimize kırdırmak istediklerini anladım ve silahlı eylemleri bıraktım” diyordu.
Üyesi olduğu partisinin de kurucularındandı. Partisinin kuruluşunda da teşkilatçı olduğunu anlatırdı.
Müdürü olduğu kurumda aylık hedefler belirlerdi. Hedefe ulaşmayan birim müdürlerini de, onun deyimiyle ‘analarından doğduğuna pişman ederdi’. İhale takibi yapan, tayin talebiyle gelen vekillerin sayıları artınca, telefonlarına çıkmadı, bazılarının talebini, yine kendi deyimiyle ‘ana avrat küfürle’ karşılayınca, partide düşman sayısı arttı.
Sonunda ‘dava lideri’ onu Ankara’ya, müsteşar yardımcısı olarak atadı. “Dilsiz şeytan olmayacağım” diyerek düzenlediği basın toplantısı ile atamayı reddedip eski görevine … yardımcısı olarak geri döndü.
Ek binada eski makamına yetkisiz bir şekilde yerleştirildi. Adeta tecrit edilmişti. Onun çalışkanlığına ve adaletine nail olanlar dışında ziyaretçisi yoktu. Adeta yalnızlaştırıldı. Birkaç kez başka ilçeye yine … yardımcısı olarak atandı.
Ekonomik durumu ve sağlığı bozuldu.
İmza yetkisi dahi olmayan makamında, odası her daim ziyaretçilerle doluydu. Bazen tarikat şeyhi gibi bazen de her yerde kulağı olan, saygı gören insan, hatta hala makamsız da olsa müdür gibiydi…
Teşkilatın başı, dava lideri onu nedense affetmiyor, aksine onun altında çalışanları da; daire başkanlığı, genel müdürlük gibi görevlerle bakanlığa, Ankara’ya taşıyordu.
Dini bilgiyle donanmış ruhuna kibir bulaştı! En büyük günahın, ‘ben’ merkezli olduğunu unuttu. Liderinin, bakanların yaptığı yanlışa ‘dur’ demek yerine kendisini en zor zamanda yalnız bırakmayan arkadaşlarının terfisine takıldı kaldı…
Sonunda dayanmadı ve liderinin karşısına boynu bükük el pençe divan çıktı,
– Cezam daha ne kadar sürecek?
Diye sordu!
Ve afedilip,
“Dilsiz şeytan olmam” diyerek reddettiği görevle Ankara’ya tayin edildi.
Sonra!
Çok yaşamadı…
#SiyasetVeDilsizŞeytan