ZAFER DE, CENNET DE BÖYLE İMAN VE ŞUURLA KAZANILIR…
“ASKERE NE VERDİNİZ?..”
Tarih, 25 Ağustos 1922 gününü, 26 Ağustos’a bağlayan gece.. Yer, Kocatepe.. Sabah namazını müteakip, Büyük Taarruz Başlayacak..
Başkomutan, bir hafta boyunca, “Taarruz gizli-ana uygulama planı”nı, geceler boyu, cephe komutanlarına bizzat götürüp tebliğ etmekle meşgul olduğu için” yemek için fırsat bulamamıştır. Arkadaşları, bir cılız tavuk kızartır, bir tabak bulgur pilavı ve bir tas üzüm hoşafıyla sofra kurar, Başkomutan için.. Usulünce, akşam yemeğine oturmasını isterler.
Başkomutan, çadıra girip sofrayı görünce sorar:
“-Peki, askere ne verdiniz?!..”
Arkadaşları, mahcûbiyetle;
“-Kalan darı kavrulmuş ve birar bardak dağıtılmıştır Komutanım!..”
Başkomutan Gazi Mustafa Kemâl, sofraya oturmaz ve çadırdan çıkıp gider..
Başkomutan “o sofraya otursaydı”, bugün, şehidlerin kefeni soğumadan şölenler yaptığımız hür vatan da, ezanlar da, namazlar da, bayramlar, şenlikler, birbirimizi boğazladığımız özgürlükler de olamayacaktı!..
Bu dünyada zafer böyle kazanılır ve cennet böyle hak edilir!..
O’nlar Cennet’de kutluyor; cehenneme döndürülen bu yerlerde.. Kardeş olacağımıza, politik kavgalarla birbirimizden nefret ederek -yüzümüz varsa- kutlasak nee, kutlamasak ne?!..
Allah razı olsun; Cennetmekân Gâzî Mustafa Kemâl Atatürk ve O’nun kahraman askerleri cennetmekân ecdâdımız..
BÜYÜK TAARRUZA KARAR GECESİ’nden..
GHA – İstihbarat Servisi
Nihal Taş