Kocaman bir evren var gözlerimin önünde ancak, içi ne boş, sınırlarım ne dar.
Ellerimde henüz nasıl şekileneceği bilinmeyen bir çamur.
O da kendi çarkında dengede olduğu veya dengeden çıktığı anda, az ya da çok suyun ona katacağı değeri ve de götüreceklerini henüz pişmedem öğrenemeyecek olan.
Aldığı şekilden sonra hayatını nasıl ve nerede idame ettireceği, tanrısının ona biçtigi kaderden başka şansı olmayan, bir kelebek dokunuşuyla şekillenip, yanmanın gücüyle sert taşlara dönüşen.
İçinde aşk ve bilgi olmadan hiçbir işe yaramayan,
İnsana yok olmanın ve yeniden doğmanın ne demek olduğunu öğreten bir çamur.
Tıpkı insan gibi…
Her şeyin birbirini tükettiği bu dünyada, muslukları sonuna kadar açık olan şu dev havuzların üstten dolup alttan boşaldığı gerçeğini ne de çabuk unutuyoruz değil mi?!?
Ölüm anlamsız kılarken hayatlarımızı peki bu hayatı değerli ve anlamlı kılan şey nedir, nedir insan oğlunun elinde kar kalan?
Aldığı son şekilden sonra artık Aşk’a da inancı kalmadıysa.
Neye inanır, ne ile yaşar insan….
GHA – İstihbarat Servisi
Nihal Taş