İddialı bir söz değil mi? O halde “arzulu tutsaklık“tan bahsedelim. Kış mı, bahar mı zor ayırt edilebilen bu havalarda 3 gündür soğuk algınlığını yenmek için mücadele verirken, sabah deniz havasına bıraktım kendimi…
Düşündüm de hazır kalıp sözleri ne çok kullanır olduk. İhtiyaç karşıladığı, düşünülüp kalıba dökülmüş sözlerin konuşma kolaylığı sağladığı doğru..
Ancak hayat kalıplara sıkışınca değersizleşir, sloganlara indirgendikçe sıradanlaşır. İnsan beyni durur, zekâ geriler, başkasından ödünç sözler bekler.
Oysa insan, hayatın getirdiği gerçeklere karşılık verecek yeni fikirler üretebildiği ölçüde varlık gösteren canlıdır.
Kusurlu gerçeğiyle kabul edebilirsen sevginin hakkını verebilirsin. Zira gerçeğin kusurlarını yok sayarsan sana vereceği ödülleri de senden uzaklaşır.
Gerçeğin kusurlarından kaçmak hayal dünyasının arzulu tutsaklığını kabul etmektir.
Hayatın boyunca hayatı yaşamaya hazırlanırken, yaşamayı unutanlardan olmamak için kendini iyice tanı…
Son söz: Martılar uçuyor, çocuklar askerî müze gemisini ziyaret ediyor, balıkçılar dönüyor, hayat durmuyor. Düşünce durunca her şey donuyor. Hayata sağlık ve mutlulukla aktığınız güzel bir hafta olsun…
GHA – İstihbarat Servisi
Nihal Taş