Kadınlar bu Dünya’nın gülen yüzüdür, Onların olmadığı yerde huzur da olamaz.
Bir gün arkadaş ortamında denk geldiğim bir sohbette ilk kez bir feminizmi savunan birisi ile karşılaşmıştım ve açıkçası ilk etapta ilgimi çekmese de daha sonra merak ile dinlemeye devam etmiştim.
Bu görüşü savunan kişi bir kadındı ve sözlerine “Kadın ve erkeğin toplumda eşit olmasını istiyoruz” şeklinde başlayarak “Kadınlar ölmesin” biçiminde bu tema üzerinden konuşmaya devam etti.
Daha sonra aynı sohbet ortamına biraz önce Youtube’ de bir video izlerken denk geldim ve daha çok ilgimi çekmeye başladı. Fark ettiğim en önemli detay ise şuana kadar izlediğim, gördüğüm veya duyduğum kadarı ile feminizm görüşünü savunan kadınların genel olarak sadece aynı söz kalıpları ve aynı üslubu kullanmalarıydı.
Biraz önce de bahsettiğim gibi bu ezberlenmiş söz kalıplarından aklımda kalanlar:
Kadınlar ölmesin.
Biz özgür olmak istiyoruz.
İstanbul Sözleşmemizi geri istiyoruz.
Kadın ve erkek eşittir.
Tüm kadınların haklarını savunacağız, herkesi bilinçlendireceğiz.
Feminizmi benimsemeyen, savunmayan, aynı zamanda birkaç ortak düşüncemiz var iken bu görüşü şahsım adına kabul etmeyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu kalıplaşmış feminizm bakış açıları ile ilgili birkaç düşüncem şöyle:
“Kadınlar Ölmesin !”
- Evet, kadınlar ölmesin.
- Bu konuda hemfikiriz.
- Fakat bu konuyu feminizm ile kısıtlamadan ve erkek kadın gözetmeksizin önce ülkemizden başlayarak tüm Dünya genelince sadece çözüm odaklı olarak ele almalıyız.
“Biz Özgür Olmak İstiyoruz.”
- Bu düşünce de gayet normal.
- Tekrardan kadın veya erkek gözetmeksizin her birey özgürdür. Ta ki özgürlük kavramının ne olduğunu unutmayana dek.
- Toplumdaki her birey (erkek – kadın), başka bir bireyin (erkek – kadın) özgürlüğünü kısıtlamadığı ve haklarını ihlal etmediği taktirde özgürdür.
- Fakat unutmamamız gereken bir diğer unsur ise nüfusumuzun %98′ inin Müslüman olduğu bir toplumda, ahlak değerlerimizi de göz ardı etmememiz gerekiyor.
“İstanbul Sözleşmemizi Geri İstiyoruz !”
- Bu konuda İstanbul Sözleşmesi ile ilgili görüşümü değil, sadece genel olarak feminizm nezdinde yapılan eylemlere karşılık birkaç düşüncem var.
- Evet, eylem yürüyüş, konuşma vs. yapmak en doğal hakkınız.
- Fakat eylem sırasında öne geçip üzerindeki kıyafeti çıkartmak (tabiri caiz ise soyunmak) çok ama çok üzücü, herhangi bir açıklaması olmayan bir görüntü…
- İşte her şey normalken tam burada özgür olamıyorsunuz. Çünkü yapılan bu hareket ile bu toplumun ahlaki yapısını ihlal etmiş bulundunuz.
“Kadın ve Erkek Eşittir!”
- Kadın ve erkek yaratılış gereği hiç bir şekilde eşit olamaz.
- Fakat toplumsal statü açısından, seyahat hakkı açısından, iş hayatındaki rol ve mertebe açısından ve miras gibi hakları eşit almalılardır.
- Mesela kendi annemden örnek verecek olursam; Annem gerektiğinde ev ekonomisine katkı sağlayabilmek adına kendi isteği ile kısa bir süre çalıştı. Bunların haricinde farklı şehirlere seyahat etti.
- Fakat ne olursa olsun hiçbir zaman bir anne olduğunun sorumluluğunu unutmadı. Hayatını aynı zamanda büyük ve geniş ailesine kardeş payı yaptı.
“Tüm Kadınların Haklarını Savunacağız, Herkesi Bilinçlendiririz!”
- Bence kadınların haklarını savunmaya ihtiyacı olup olmadığını bir kadınlara sormak gerekiyor.
- Sonuç olarak hiçbir bireyin başka tanımadığı bir birey adına inisiyatif alarak düşünceleri ile ilgili karar vermeye hakkı yoktur.
- Birde konu madem kadınlar ise son zamanlarda çocuklarına kavuşabilmek için sabaha kadar nöbet tutan Diyarbakır Anneleri;
Neden hiç kimse savunmadı ?
Onlar da kadın değiller miydi ?
Yoksa feminizm sadece ülkemizin batı şehirlerini mi kapsıyor ?
Bu ülke hep bu şekilde fikir ayrılığı ile bölünmeye çalışılıyor.
Mesela 1970-80′ li yıllarda sağ sol olayları gibi sürekli bu tür oyunlar ile hala bu çalışmalara devam ediyorlar.
Kadınların hakkını savunmaya gerek yoktur.
- Kadınların haklarını savunmaya gerek yoktur.
- Zaten herhangi bir erkeğin, tüm anlamı ile özgürlük kavramının farkında olan ve toplumun ahlaki normlarını ihlal etmeyen (kıyafet, giyim dışında), kadına hakkını savundurtacak düzeyde zarar verme hakkı yoktur.
Her doğan kız çocuğu bir anne adayıdır,
Başlıkta da belirttiğim gibi;
Kadınlar bu Dünya’nın gülen yüzüdür,
Onların olmadığı yerde huzur da olamaz…