featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Özgür Basın, Özgür Toplum: Türkiye’de Medyanın Yükselen Baskısı

Özgür Basın, Özgür Toplum: Türkiye’de Medyanın Yükselen Baskısı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Basın Özgürlüğü: Demokrasi ve Toplumun Temel Taşı

Demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biri, halkın doğru bilgiye ulaşabilmesidir. Bu, yalnızca özgür bir basın aracılığıyla mümkün olur. Basın, bir ülkenin halkı adına kamuoyu oluşturur, denetim işlevi görür ve toplumsal sorumluluk taşır. Ancak, basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir; bu taş kırıldığında, geriye sağlam bir yapı kalmaz. Türkiye’nin basın özgürlüğü meselesi ise, son yıllarda en çok tartışılan ve en önemli demokrasi sorunu haline gelmiştir.

Bir ülkede basın özgürlüğü, o toplumun ne kadar özgür olduğunun, ne kadar demokratik olduğunu ve halkının ne kadar bilinçli olduğunu belirleyen temel bir göstergedir. Özgür basın, halkın gerçekleri öğrenebilmesi, toplumdaki adaletsizlikleri duyurabilmesi ve yanlışları düzeltebilmesi için en önemli araçtır. Ancak basın, sadece haber sunan bir araç değildir. Aynı zamanda toplumun vicdanıdır, iktidarın denetlenmesidir, halkın haklarının savunulmasıdır. Eğer basın özgür değilse, halkın sesinin duyulması imkansızlaşır, gerçekler örtülür ve toplumun kendini ifade etme yolu kapanır.

Peki, ülkemizde basın gerçekten özgür mü? Bu soruya verebileceğimiz en net cevap, “hayır” olacaktır. Kamu gücünü elinde bulunduran, kamu kaynaklarını iktidar lehine kullanan bir yönetim, medya üzerinde de aynı baskıyı kurmaktadır. Bugün Türkiye’de, medyanın büyük bir kısmı, iktidarın çıkarlarını savunmak için şekillendirilmiş durumdadır. İktidar yanlısı medya, kamu gücünün ve kaynaklarının sağladığı avantajlarla büyük bir medya gücü yaratmıştır. Ancak, halkın gerçekleri öğrenme hakkı bu şekilde yok edilmiş olur. Çünkü medya, halkı bilgilendirmek yerine, halkı yönlendirmek, manipüle etmek amacıyla kullanılmaktadır.

Diğer tarafta ise muhalif medya, büyük baskılar altında varlık mücadelesi vermektedir. Türkiye’de basının sadece yüzde 10’u muhalif görüşleri savunmakta, geri kalan yüzde 90’lık medya ise iktidarın sesine dönüşmektedir. Ancak, bu yüzde 10’luk muhalif medya bile, iktidar tarafından sansürlenmekte, cezalandırılmakta ve yıpratılmaktadır. Birçok gazeteci, yalnızca işini yaptığı, halkı doğru bilgilendirdiği için tutuklanmakta, tehdit edilmekte ve toplumdan dışlanmaktadır. Bu durum, ülkemizde demokrasinin tehlikede olduğunun açık bir göstergesidir.

Bir ülkede basın özgürlüğü yoksa, o ülkenin demokratik yapısı da çökmüş demektir. Özgür basın, sadece iktidarı denetleyen bir güç değil, aynı zamanda toplumsal sağduyunun ve adaletin de koruyucusudur. Diktatörlük rejimlerinde basın, yalnızca iktidarın doğrularını savunan, halkı yanıltan bir araca dönüşür. Bu tür rejimlerde basının bağımsızlığı, sadece hayal olur. Ancak demokrasiye inanan toplumlar için basın, halkın sesi, vicdanıdır ve bu sesin susturulması, halkın sesinin yok edilmesi anlamına gelir.

Türkiye’deki mevcut durumda, muhalif basın, iktidarın karşısında hayatta kalmaya çalışırken, birçok engelleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Yine de bu medya organları, halk için bir umut ışığıdır, doğruyu öğrenebilmek için bir penceredir. Bu pencereden nefes almak isteyen halk, her geçen gün daha fazla baskı altına alınmakta ve manipülasyonlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu da, Türkiye’nin ne denli ciddi bir demokrasi sorunu yaşadığını gösteriyor.

Fakat şunu unutmamak gerekir: Diktatörlüklerde basın özgürlüğü yoktur, sadece iktidarın söylediklerini dillendiren medya vardır. Türkiye’de ise hala var olan muhalif medya, en azından halkın doğruyu öğrenebilmesi için bir nefes alma noktasıdır. Bu noktayı kaybetmemek, halkın gerçekleri öğrenebilmesi için hayati bir öneme sahiptir. Eğer bu nefes alma alanı da yok edilirse, geriye sadece bir diktatörlük kalır, demokrasiden eser kalmaz.

Halkın gerçekleri öğrenmesi, fikirlerini özgürce ifade etmesi, kendini savunabilmesi, ancak basının özgür olduğu bir ortamda mümkündür. Bu yüzden basın özgürlüğünü savunmak, sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun görevidir. Herkesin kendi düşüncesini ifade edebilmesi, bilgiye ulaşabilmesi, toplumun huzur içinde var olabilmesi için basın özgürlüğü temel bir hak olmalıdır. Bunu savunmak, aynı zamanda özgürlüğü savunmaktır.

Türkiye’nin demokrasiye olan yolu, basın özgürlüğüyle açılacaktır. Halkın özgürce düşünmesini sağlayan, doğruları dile getiren ve demokrasiyi savunan medya organlarının varlığı, sadece bugün değil, gelecekteki toplumun sağlıklı işlemesi için de son derece önemlidir. Bırakın insanlar, bu yüzde 10’luk alanı koruyarak, nefes alabilsinler. Bırakın özgür basın, kendi işini yapabilsin. Gerçekleri savunmak ve halkı doğru bilgilendirmek, demokrasinin en önemli görevlerinden biridir ve bu görev, özgür basın tarafından yerine getirilmelidir.

Nihal Taş

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Özgür Basın, Özgür Toplum: Türkiye’de Medyanın Yükselen Baskısı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin