SURİYE’DE DENGELER DEĞİŞİYOR MU?
Ortadoğu’nun bitmeyen satranç tahtasında taşlar yeniden diziliyor. Suriye’nin yeni Savunma Bakanı Kasra’nın Washington Post’a verdiği demeç, ülkedeki dengelerin nasıl bir dönüşüm geçirdiğine dair önemli ipuçları veriyor.
Özellikle Rusya, ABD ve Türkiye’ye dair açıklamaları, Suriye’nin dış aktörlerle ilişkilerini yeniden şekillendirme çabasında olduğunu gösteriyor. “Siyasette sonsuza dek düşmanlık olmaz” ifadesi, Şam yönetiminin pragmatik bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor. Savaşın yıkımını yaşayan bir ülke için bu tavır mantıklı görünebilir. Ancak bu açıklamalar, sadece barışçıl bir dönüşüm sürecinin habercisi mi, yoksa daha büyük bir oyunun parçası mı?
Rusya ile Eski Dostluk, Yeni Şartlar
Kasra’nın “Rus üslerine izin verebiliriz, ama istediğimiz koşullar sağlanmalı” ifadesi, Moskova’ya açık bir mesaj niteliğinde. Rusya’nın Suriye’deki varlığı, Esad rejiminin en büyük güvencesiydi. Ancak şimdi Şam yönetimi, Moskova ile ilişkilerini daha dengeli hale getirmek istiyor gibi görünüyor.
Bu, iki ihtimali akla getiriyor:
1. Şam, Rusya’dan daha fazla ekonomik ve askeri destek talep ediyor ve bu yüzden elindeki kartları masaya koyuyor.
2. Suriye, Rusya ile Batı arasında bir denge kurmaya çalışıyor ve bunu yaparken daha fazla otonomi kazanmayı hedefliyor.
Her iki senaryoda da Esad yönetimi, Rusya’ya tamamen bağımlı olmaktan kurtulmaya çalışıyor olabilir.
ABD ile Sessiz Diplomasi
Kasra’nın “Amerikan askerlerinin Suriye’deki varlığının akıbetine dair görüşmeler sürüyor” sözleri, ABD’nin de Suriye’de hala belirleyici bir aktör olduğunu gösteriyor. Trump döneminde “askerlerimizi çekeceğiz” söylemleri sıkça dile getirilmiş olsa da, Washington hala sahada.
Burada iki önemli nokta var:
1. ABD’nin Suriye’den tamamen çekilmesi pek olası görünmüyor. Çünkü Washington, Suriye’nin doğusundaki petrol sahalarını ve Kürt güçlerini desteklemeye devam ediyor.
2. Şam yönetimi, ABD ile doğrudan ya da dolaylı müzakereler yürütüyor. Bu da Suriye’nin dış politikasında yeni bir açılım olabileceğini gösteriyor.
ABD’nin Suriye’den çıkışı, bölgedeki güç dengelerini doğrudan etkileyecektir. Ancak bu süreç Şam’ın düşündüğü kadar hızlı ilerlemeyebilir.
Türkiye ile Yeni Dönem
En dikkat çeken açıklamalardan biri de Türkiye ile ilgili. Kasra, “Türkiye’ye bağlı askeri üslerin statüsünü müzakere ediyoruz” diyor. Bu, Suriye-Türkiye ilişkilerinde yeni bir sürecin başlayabileceğine işaret ediyor.
Türkiye’nin Suriye’de askeri varlığı, PKK/YPG tehdidiyle doğrudan bağlantılı. Eğer Şam, Kürt meselesini diplomatik yollarla çözmek istiyorsa, Ankara ile masaya oturması kaçınılmaz. Bu da Türkiye’nin Suriye’den tamamen çekilmesi yerine, kontrollü bir yeniden konuşlanma senaryosunu gündeme getiriyor.
Bu noktada birkaç ihtimal ortaya çıkıyor:
• Türkiye, güvenlik kaygılarını giderecek bir anlaşma karşılığında askerlerini belirli bölgelerden çekebilir.
• Şam yönetimi, Türkiye ile Kürtler arasında bir denge kurarak bölgesel bir uzlaşı sağlamaya çalışabilir.
• Türkiye ve Suriye, İran ve Rusya’nın da dahil olduğu daha geniş kapsamlı bir anlaşmaya doğru ilerleyebilir.
Kürt Meselesi: Askeri Değil, Diplomatik Çözüm
Savunma Bakanı Kasra’nın “Kürt meselesinin askeri değil diplomatik yollarla çözülmesi gerekiyor” açıklaması, Suriye’de önemli bir paradigma değişikliğine işaret ediyor.
Bu, Şam yönetiminin “Kürtlerle bir uzlaşı arayışında olabileceğini” gösteriyor. Ancak buradaki kritik soru şu: Bu çözüm Türkiye’nin güvenlik kaygılarını da dikkate alacak mı?
Eğer Suriye, Kürt grupları siyasi sürece dahil ederken, Türkiye’yi dışarda bırakırsa, Ankara’nın tepkisi sert olabilir. Ancak aksi bir senaryoda, Türkiye ile koordineli bir çözüm aranırsa, bölgede yeni bir dönemin kapıları aralanabilir.
Sonuç: Suriye Yeni Bir Yola mı Giriyor?
Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki, Suriye artık eski denklemlerle hareket etmiyor. Rusya’ya eskisi kadar bağımlı olmak istemeyen, ABD ile yeni müzakerelere kapı aralayan ve Türkiye ile yeni bir anlaşma zemini arayan bir Şam yönetimi var.
Ancak unutulmaması gereken bir nokta var: Suriye’de hiçbir dış güç, sahadaki çıkarlarını kolayca terk etmez.
• Rusya, Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını sürdürmek istiyor.
• ABD, Suriye’nin doğusunda PKK/YPG kartını oynamaya devam ediyor.
• Türkiye, sınır güvenliği konusunda geri adım atmıyor.
Bu tablo içinde Şam yönetimi, denge siyasetiyle kendine daha fazla alan açmaya çalışıyor. Ancak başarıya ulaşıp ulaşamayacağı, önümüzdeki süreçte yapılacak anlaşmalara ve sahadaki gelişmelere bağlı olacak.
Suriye’de taşlar yeniden dizilirken, herkes kazanmak istiyor. Ama bu satranç tahtasında kim “şah-mat” olacak, onu zaman gösterecek…
Mehmet Açık