Samet Özgül’ün Ailesi Yargı Sürecini Protesto Ediyor: ‘Bir Evladım Öldü’

Samet Özgül, 5 Kasım 2022 tarihinde Ankara’nın Etimesgut ilçesinde bir trafik tartışması sırasında hayatını kaybetti.

Olay, motokurye olarak çalışan ve Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi olan Samet Özgül’ün, trafikte yol verme meselesi nedeniyle karşılaştığı üç kişi tarafından boğazından bıçaklanarak öldürülmesiyle başladı.

Olayın hemen ardından, üç sanık tutuklanarak adalet önüne çıkarıldı. Ancak dava süreci, ailenin ve toplumun büyük bir tepkiyle karşılaştığı bir yargılama sürecine dönüştü.

Olayın başından itibaren, Samet Özgül’ün ailesi, yaşanan trajediyi kabullenmekle kalmamış, aynı zamanda hukuki süreçte hakkın yerini bulması adına adalet mücadelesi başlatmıştır. Ancak dava sonucunda, sanıklardan Halil İbrahim Demirci’ye verilen müebbet hapis cezası, istinaf mahkemesi tarafından 25 yıl hapis cezasına indirilmiştir. Diğer sanıklar Mustafa Demirci ve Bülent Açıkgöz ise, beraat etmiştir. Bu karar, ailenin beklentilerinin çok uzağında kalmış ve adaletin sağlanmadığını düşündürmüştür.

Özellikle beraat eden sanıkların, olaydan önce birçok suç kaydına sahip olmaları, ailenin tepkisini daha da büyütmüştür. Ailenin avukatı İbrahim Kapusuz, istinaf mahkemesinin kararının doğru olmadığına inandığını ve adaletin sağlanması için bir üst mahkemeye başvuracaklarını dile getirmiştir. Aile, başta Samet Özgül’ün annesi Hacer Baran olmak üzere, bu davanın sadece oğullarının değil, aynı zamanda tüm toplumun hakkı olan bir adalet mücadelesi olduğuna dikkat çekmişlerdir. Hacer Baran, sosyal medya üzerinden “Türkiye dinle beni, bir evladım öldü, iki kişi serbest kaldı!” diyerek sesini duyurmaya çalışmıştır.

Berna Özgül, Samet’in kız kardeşi, duygusal bir açıklamada bulunarak, adaletin sağlanmaması ve sanıkların serbest bırakılması karşısındaki öfkesini dile getirmiştir. “Bu insanların 20 tane suç kaydı var. Başka birini öldürünce mi içeri alacaksınız?” diyerek, adaletin sadece öldürülen kişinin yakınlarını değil, toplumu da ilgilendiren bir mesele olduğunu vurgulamıştır. Berna, Samet’in kaybının ardından hissettiklerini “Üzgünüm, çünkü şu an Samet’i öldüren üç sanıktan Mustafa Demirci ve Bülent Açıkgöz serbest bırakıldı” sözleriyle özetlemiştir.

Aile, aynı zamanda toplumun tepkilerini de göz önünde bulundurarak, dava sürecinin şeffaf olmasını ve kararın adaletli bir şekilde verilmesini talep etmektedir. Özellikle sanıkların geçmiş suçları ve serbest bırakılmalarının, adaletin tecelli etmesini engelleyen büyük bir engel olduğunu savunuyorlar. Samet Özgül’ün ailesi, cezaların hafifletilmesini kabullenmedikleri gibi, serbest kalan sanıkların yeniden yargılanmalarını ve suçlarının cezasını çekmelerini istemektedirler.

Adaletin sağlanması için verdikleri mücadeleyi sürdüren aile, toplumu ve yargıyı, sadece suçluların cezalandırılmasını değil, aynı zamanda adaletin vicdanlara da huzur verecek şekilde sağlanması gerektiği konusunda bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Samet’in ölümüne neden olan kişilerin sadece fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk taşıdıkları bilincini halkın zihninde uyandırmaya devam etmektedirler.

Özgül ailesinin, adaletin sağlanması adına gösterdiği kararlılık, Türkiye’deki hukuk sisteminin ve toplumun daha adil bir yapı inşa etmesi adına önemli bir örnek oluşturmaktadır. Ailenin adalet arayışı, yalnızca bir bireyin hakkının teslim edilmesi değil, aynı zamanda tüm toplumda benzer olayların önüne geçilmesi için önemli bir çağrı olarak görülmektedir.(GHA)