İMAMOĞLU’NUN GÖZALTISI SONRASI PİYASALAR SARSILDI: BORSADA SERT DÜŞÜŞ, REZERVLERDE ERİME
Türkiye ekonomisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından büyük bir dalgalanma yaşadı. Siyasi belirsizliğin piyasalarda yarattığı tedirginlik, hem Borsa İstanbul’da hem de döviz kurlarında sert hareketlere neden oldu.
Borsa İstanbul’da Büyük Çöküş
Borsa İstanbul, gözaltı haberinin ardından üç gün içinde toplamda %16,3 değer kaybetti. Bu düşüş, son yıllarda Türkiye borsasında görülen en sert kayıplardan biri olarak kayıtlara geçti. Yatırımcılar, özellikle hukuki ve siyasi gelişmelerin ekonomik istikrar üzerindeki etkisini değerlendirerek risklerini minimize etmek adına hisse senetlerinden çıkış yapmaya başladı.
Özellikle bankacılık ve büyük sanayi şirketlerine ait hisselerde ciddi kayıplar yaşanırken, Borsa İstanbul’daki sert gerileme, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına olan güveninde kırılganlık yarattı. Finans çevreleri, siyasi gerilimlerin artmasının, sermaye çıkışlarını hızlandırabileceği ve yatırımcıların güvenini olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Merkez Bankası Müdahale Etti: 26 Milyar Dolarlık Rezerv Harcandı
Borsa İstanbul’daki düşüşle eş zamanlı olarak, döviz piyasasında da hareketlilik yaşandı. Türk lirasının hızla değer kaybetmesini önlemek amacıyla Merkez Bankası’nın yaklaşık 26 milyar dolarlık döviz rezervi harcadığı tahmin ediliyor.
Son yıllarda döviz rezervleri üzerindeki baskı giderek artarken, Merkez Bankası’nın bu tür müdahaleleri sürdürülebilirliği konusunda ekonomistlerden uyarılar geliyor. Uzmanlar, yüksek seviyede rezerv kullanımıyla kısa vadede döviz kurunun kontrol altında tutulabileceğini ancak bu tür müdahalelerin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Türkiye’nin rezervleri, özellikle 2023 sonrası süreçte yoğun müdahaleler nedeniyle zaten düşük seviyelerdeydi ve mevcut gelişmelerin rezervleri daha da zayıflatabileceği ifade ediliyor.
Ekonomistler Ne Diyor?
Piyasa uzmanları, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin ekonomik göstergeler üzerindeki etkisinin giderek daha belirgin hale geldiğini vurguluyor. Küresel piyasalarda Türkiye’ye yönelik yatırım iştahının azalabileceği belirtilirken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ve yabancı yatırımcıların bu tür belirsizlikleri risk olarak gördüğü ifade ediliyor.
Ekonomistlere göre, Türkiye ekonomisinin kırılganlığı düşünüldüğünde, siyasi gerilimlerin piyasalara olan etkisi daha yıkıcı olabilir. Özellikle hukuki belirsizliklerin, yatırımcı güvenini zedelediği ve uluslararası fonların Türkiye piyasalarından çıkışına neden olduğu belirtiliyor.
Önümüzdeki Süreçte Neler Bekleniyor?
Piyasalar, İmamoğlu davasının seyrini ve hükümetin atacağı adımları yakından takip ediyor. Eğer siyasi belirsizlik devam ederse, piyasalardaki volatilitenin sürebileceği, TL üzerindeki baskının artabileceği ve enflasyon üzerinde de yeni bir dalga oluşturabileceği tahmin ediliyor.
Öte yandan, hükümetin ve Merkez Bankası’nın bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği büyük önem taşıyor. Uzmanlar, piyasalara güven verecek şeffaf ve öngörülebilir adımların atılmasının, ekonomik dalgalanmaların önüne geçmek için kritik olduğuna dikkat çekiyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye ekonomisinin seyrini, siyasi gelişmelerin yanı sıra küresel ekonomik trendler ve hükümetin ekonomik politikaları belirleyecek gibi görünüyor.
Ekonomi Servis müdürü Erhan Arslan
