Son günler Yalova’da yüksek tempo ve gergin seçim hazırlıklarını izlerken muhalif partilerin iktidarla samimiyeti, protokol kürsüsüne, masasına bu kadar hevesli olmaları da gözlerden kaçmadı.
Ramazan Bayramı Bayramlaşmasında muhalif parti il yetkililerinin iktidar parti yetkilileri ile boy göstermesi, kafalarda zaten bir takım sorulara neden olmuştu.
Ama bu defa bir başka konu da dikkatlerden kaçmadı. 23 Nisan tarihinde bütün il yetkilileri 15 Temmuz Cumhurıyet meydanındayken, muhalif parti il yetkilileri de AKP’liler yanından hiç ayrılmadı. Bazıları Milletvekili adaylığı uğruna bulunduğu makamından istifa etse de, yine de protokol deyince en ön sıralarda oturuyorlar diye bilirim.
Ama bu sırada CHP 1. Sıra Milletvekili Adayı Tahsin Becan’ın protokol yetkilileri ile aynı yerde değil, halkın arasında, sıradan vatandaşların yanında ayakta gösteriyi izlediğini fark ettim.
Yaklaşıp resmini çektim. Protokolde neden yer almadığını soracaktım… Sanki düşüncelerimi okudu. Sen sormadan ben deyim, der gibi, açıklama yapma gereği duydu:
“Protokole davet aldım ama benim orada olmam doğru değil” dedi. “Ben artık Ticaret Odası Başkanı değilim. İstifa verdim. Vekil de değilim. Sadece adayım ve benim yerim protokolde değil, halkın içinde” dedi.
Gerçekten çok şaşırmıştım. Bütün etkinliği ayakta izledi ve halktan biri gibi davrandı. İçimden bir ses keşki böyle hassas ve düşünceli vekillerimizin sayı çok olsa dedi.
Bu sıradan bir olay değil arkadaşlar, bugün makam ve protokolde gözükmek için inanın siyasi inançlarını bile zan altında bırakmaya razı olan bir toplumda yaşıyoruz. Ben siyasi partilerin bir birleri ile düşman olması gerektiğini söylemiyorum. Hayır! Asla.
Ama, rakipten dost olmaz! Dost ise rakip olmaz. Çelişkili bir kavram. Hem de halkın güvenini sarsan bir eylem. Sonuçta bu “kravatlılarımız” mutlak şekilde siyaset yaptıklarını iddia ediyorlar. Ama hal böyle olunca, dizide tartışıp, dizi sonrasındaki gala gecede arkadaşlık pozları veren oyunculardan bu parti siyasetinin farkı nedir sizce?
O yüzden Tahsin Becan’ın yaklaşımı ideal bir siyasetçi yaklaşımıdır diye bilirim. Burada partinin önemi yok bana göre. Bu özellik insani bir özellik. Eminim ki, Tahsin Becan AKP’de veya MHP’de de olsa aynı şekilde davranacaktı.Sonra yüzümü çevirip protokolde oturan diğer adaylara baktım. Gerçekten, bunlar daha seçilmeden kendilerini halktan ayırmışlar. Sizce kendini halkla eşit görmeyen ve güneşin altında üstü şemsiyeli bir yerde oturup, halkın başına gelen güneşin kendisine gelmemesini düşünenler bizim sesimizi yarın Meclise taşır mı? Kendini halktan biri görmeyen, sizce her birimizin sorunlarını sırtlanıp meclise kadar taşır mı?
Ben o gün Tahsin Becan’ın simasında bir şeyi anladım. Toplum vekil seçerken partiyi değil, bütün insani özellikleri ile toplumdan biri olarak kendini görene oy vermelidir. Daha seçilmeden makama, protokolde temsil olunmaya heveslilerden vekil olamayacağını anlamalılar…
NOT: Oy kullanamayan yabancı bir gazeteciyim. Herhangi bir siyasi partiyi temsil etmiyorum. Amacım Türk halkına hizmet etmek! Gerçekten Türk milletine hizmet eden birileri varsa başımın üstünde yeri var! Eminim ki, toplumun yıllar önce Yahudilerin başlattığı “sahte modernleşme” siyasi projesinin hayata geçirildiği yapay siyasete değil, gerçekçi siyasi kalıpları içeren bir anlayışa ihtiyacı vardır…
GHA – Yalova Temsilcisi
Ülker Fermankızı
