“İÇİNİZDEN BIRI”
Her GENCİN hayali mutlu bir aile ve yuva kurmaktır. Okumanızda okumasanıza meslek sahibi olsanız da olmasanıza, çalışıp çalışmasanız da insanoğlu soyunu yani neslini devam ettirmek ister.
Ülkemizde bu arzu erkeklerde daha baskındır. Böyle dar düşünen bazı erkekler soylarının ancak erkek çocuk ile devam edeceğini kabul etmişlerdir.
Kırsal kesimlerde evlilik yaşı çok düşüktür.
Anne ve babalar özellikle kız çocuklarının biran önce evlendirirler. Çocukları seviyor mu sevmiyor mu bunlar onlar için geçerli değildir. Biran önce başlarının bağlanmasını isterler.
Ben annemi çocukken babamı da genç yaşta kaybetmiş biriyim.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım çerçevede maalesef küçük yaşta evlendirildim.
Eğitimi ,mi zor şartlar da tamamladım.
Daha neyin nasıl yapıldığını bilmeden kendimi bambaşka bir ailenin yanında buldum. Sevgi, aşk ve merhamet duyguları ve hoşgörü ile anlayışın olmadığı bir ortamda üst üste 3 kız sahibi oldum.
Bilindiği üzere veya kaç çocuk annesi veya babası olduğun değil bunları topluma nasıl hayırlı evlatlar olarak yetiştirdiğin önemlidir.
Burada hem anneye ve hem de görev ve sorumluluklar yüklenmesine rağmen maalesef ülkemizde bu görev sadece annelere aitmiş gibi algılanmaktadır.
Ben o kadar olumsuzluklar yaşamama çok sıkıntı yaşamama rağmen hem kendimi geliştirdik hem de 3 kız çocuğumu okuttum.
Baba sevgi ve ilgisi olmasa da eğer bir anne çocukları ile ilgilenir ise bunun çocuklar üzerindeki olumlu etkilerini zamanla görürler.
Çocuklarınız sizi takip ederek yaptıklarınızı takdirle karşılayacaklardır.
Aile içi iletişim bu konuda ön plana çıkmaktadır. Eğer çocuklarınıza sahip çıkar onlarla ilgilenirseniz daha mutlu ve sağlıklı bir toplum oluşturabiliriz.
Ben çektiğim sıkıntılarımı yani ilgisizliği, sorumsuzluğu, sevgi eksikliğini hiçbir zaman çocuklarıma hissettirmedim.
Toplumumuz ile birlikte aile ici hoşgörü ve anlayışında değişmekte ve gelişmektedir. Her ne olursa olsun çocuklarınızın elinden tutun, onların gözlerinin içine bakın, saçlarını okşayın ve göğsünüzde yatırın.
Çocuklarınıza sahip çıkın.
Saygılarımla.
GHA – Konuk Yazar
Zeynep Elif Göktaş