*Geniş ve rahat olmayı öğrendim. Ölümün dışında hiç bir şey göründüğü kadar önemli ve acil değil…
*Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman, bunun hiç kimsenin suçu olmadığını ve gülümsemem gerektiğini öğrendim.
*Cesur olmayı, değilsem bile öyle davranmayı öğrendim. Nasıl olsa, aradaki farkı kimse anlamıyor.
*Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ama ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olduğunu öğrendim.
*Hiç kimsenin sır saklamadığını öğrendim!… Çünkü herkes, “birine söylemek ihtiyacı” hissediyor.
*Yanıtını bilmediğim ve emin olmadığım konularda “Bilmiyorum” demenin daha faydalı olduğunu öğrendim.
*Ağzımı kapalı tuttuğumda, fazla hata yapmadığımı öğrendim!
*Başarıya çıkan bir “asansör” olmadığını, tırmanmak gerektiğini öğrendim.
*İnsanların bana sadece, -benim izin verdiğim şekilde- davranabildiklerini öğrendim.
*Kıskançlığın, mutluluğun düşmanı olduğunu ve “mutlu olmak için başkalarına güvenme”nin sonsuza kadar hayal kırıklığı getirdiğini öğrendim.
*İnsanların kendinden daha az başarılı insanlarla, başarısını; mutsuz insanlarla da mutluluğunu konuşmaması gerektiğini öğrendim.
*Başkaları için olumsuz düşünüp acımasız ve kırıcı olanların, aslında güçsüz kimseler olduğunu ve sevgiyi sadece güçlü insanların bildiğini öğrendim.
*İnsanlara artık kızmıyorum… Çünkü, hayatlarında hataları, sorunları, mutsuzlukları olan insanların,karşılarındakileri kendi yerlerinde görmeye çalıştıklarını öğrendim.
*”Ben bu hatayı nasıl yaptım?” demek yerine, en mükemmel düşünenlerin bile hata yapabileceğini; önemli olanın, ders alıp yinelememek olduğunu ve yeni hatalardan daha az zararlı çıkmayı öğrendim.
*Hayattaki en önemli çözümün, neyin “önemli” olduğuna karar verip gerisini çöpe atmak olduğunu öğrendim.
Zeynep Göktaş